Türkiye Yemek Sanayicileri Dernekleri Federasyonu’nun (YESİDEF)
7 Mart 2014
TÜGİS, Yürütme Kurulu’ndan Ziyaret
21 Mart 2014

Gıda ve Tarım İş Prensipleri Danışma Toplantısı

19 Mart 2014

Birleşmiş Milletler tarafından kurulan Global Compact’ ın Food and Agricilture Business Principles Consultation Meeting / Gıda ve Tarım İş Prensipleri Danışma Toplantısı TÜGİS’ in organizatörlüğünde, İstanbul Dedeman Otel salonlarında 17 Mart 2014 tarihinde, 09.00 – 15.00 saatleri arasında yapıldı. Davet edilen sınırlı sayıdaki katılımcılar 6 ayrı masada, aşağıdaki ilkeleri tartışarak, strateji prensiplerini oluşturdular.

Dünyadaki Herkes için Gıda Güvenliği, Sağlık ve Beslenme Sağlanmasın Hedeflenmelidir.
Grup Yöneticisi: Sn. Prof. Dr. Mehmet Pala

Çevreye Karşı Sorumluluk Sahibi Biçimde Hareket Edilmelidir.
Grup Yöneticisi: Sn. Rint Akyüz

Uygulamalar Ekonomik Olarak Geçerlilik Bulundurmalıdır ve Değer Paylaşmalıdır.
Grup Yöneticisi: Sn. Emre Tamer

İnsan Haklarına Saygı Duyulmalı, Hakkaniyetli İş Olanakları Sağlanmalı ve Yerel Toplulukların Gelişimine Destek
Olunmalıdır.
Grup Yönetici: Sn. Selçuk Maruflu

İyi Yönetişim ve Hesap Verilebilirlik Teşvik Edilmelidir.
Grup Yöneticisi: Sn. Dr. İrfan Demiryol

Bilgi, Beceri ve Teknolojiye Erişim Desteklenmelidir.
Grup Yöneticisi: Sn. Yusuf Tokdemir

Global Compact toplantısında Birleşmiş Milletler Sustainable Agriculture Başkan Dr. Puvan Selvanathan, Newyork’ tan gelerek hazır bulundu ve açılış ve değerlendirme konuşmaları yaptı.

40 kişinin katıldığı toplantıda, davet edilen TÜGİS Üyeleri, Üniversite Profesörleri ve Gıda/Tarım ile ilgili NGO temsilcileri hazır bulundular. Global Compact toplantısında Birleşmiş Milletler / FAO’ dan Senior Policy Officer Mr. Tomasz Lonc’ta hazır bulundu. TÜGİS tarafından organize edilen toplantıda, TÜSİAD işbirliği ortağı olarak katkıda bulundu.

Global Compact toplantısında TİSK’i temsilen Genel Sekreter Yardımcısı Sn. Ferhat İlter’de hazır bulundu.

Global Compact toplantı raporu Newyork,“Sürdürülebilir Tarım ve Gıda Küresel Platformu” nda Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Sn. Ban Ki-Moon’ a sunulacak ve eylem planları belirlenecektir.

SELÇUK MARUFLU’NUN BİRLEŞMİŞ MİLLETLER GLOBAL COMPACT KONFERANSINDA YAPTIĞI KONUŞMA

Gıda bu yüzyılın en önemli stratejik özelliğe sahip sektördür. Gıda bir ülkeyi dünya arenasında en etkin biçimde temsil eden bir faktördür. Geleceğin savaşlarının gıda, tarım ve su kaynaklarından çıkacağı varsayılmaktadır. Dünyada açlık, fakirlik, sağlıksız koşullarda yaşama, insanlığın geleceğini tehdit eden büyük bir tehlikedir. Tüm iktisat teorilerinin temel amacı, insan refahını sağlamaktır. İnsanlar öncelikle insan hak ve hürriyetlerine dayanan, bunları güvence altına alan bir ortamda, refah içinde yaşamalıdır. Refahın temel göstergeleri sosyal güvencelerle örülü bir sistem, eğitim, sağlık, konut, sosyal güvenlik, sosyal yardım ve hizmetler ve çevrenin sağlandığı bir dünya düzenidir. Tüm bu sosyal indikatörlerin ayrılmaz tamamlayıcısı insanın yeterli, sağlıklı ve güvenilir gıdalara rahatça ulaşmasını sahip olmasıdır. Dünya nüfusu 7 milyarı aşmıştır. Yeterli gıdaya ulaşamayan insan sayısı 1 milyarı geçmektedir. Yoksulluk içinde yaşayan insanların, insani yaşam ve gelişme standartları yüzyılımızın en önemli sorunudur. İnsani yaşam kriterlerine uygun olmayan yaşam süren insan sayısı da 3 milyara da yaklaşmıştır. Ayrıca, temiz, hijyenik içme suyundan mahrum insan sayısı da 2 milyara yakındır. Yeryüzünde tarım yapılan toprakların sınırlı olmasına karşın, teknoloji, inovasyon kullanımı sonucu verimlilik artışı sağlanabilmektedir. En azından yaşadığımız bu süreçte gıda yetersizliğinin olmadığı düşünülebilir. Öyleyse dünyada neden 2 milyara yakın insan aç veya yetersiz gıda alabilmektedir. Burada üzerinde durulacak husus gıdadaki dağılımın adaletsizliği, eşitsizliği ve dengesizliğini önümüze koymaktadır. Gıda, tarım ve hayvancılık Bakanlığı, TÜGİS ve FAO tarafından her yıl düzenlenen Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Günü’nde yetkililer Türkiye’nin gıda üretiminde kendi kendine yetebilecek bir ülke olmasına karşı Tarımsal üretimin %30’un üzerinde israf edildiğini ifade etmektedir. Türkiye’nin halihazır tarımsal ve gıda üretim kapasitesi takriben 160 milyon insanı besleyecek durumdadır. Esasen Türkiye 77 milyon olan kendi nüfusunu rahatça beslemekte ve buna her yıl 35 milyon turistin konaklamasını da eklediğimiz takdirde, takriben 115 milyon kişiye rahatça gıda temin edebilmektedir. Ancak, iklim şartlarının değişmesi, kuraklık, su kaynaklarının azalması, Türkiye içinde alarm zillerinin çaldığını göstermektedir. Gıda üretiminin dayandığı taban tarım sektörüdür. Türkiye’de tarım sektörünün verimlilik ve rantabilitesini azaltan unsurda tarıma elverişli toprakların miras yolu ile küçülmesi ve verimliliğin azalmasıdır. Türkiye bu duruma mutlaka çözüm bulmak durumundadır. Öte yandan gıda da üretim dalgalanmaları veya spekülatif hareketler, gıda fiyatlarının artışını intaç etmektedir. Tarım sektöründe en fazla dikkat edilecek hususlardan birisi de sürdürülebilir, doğa dostu üretim usullerinin geliştirilmesi ve uygulanmasıdır. Bu konu Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve büyük şirketler tarafından göz önünde tutulmaktadır. Son yıllarda tarım sektöründe yeni araştırmalarla desteklenen, yeni teknolojileri kullanma trendi artmıştır. Bu konu bazı uzmanlarca değişik biçimde algılanıp, değerlendirilmekte, toplumda yanlış algılamalara ve bilgi kirliliğine yol açmaktadır. Bu bilgi kirliliği ne yazık ki konuyu bilmeyen, toplumda ilgi çekmek isteyen bazı bilim adamlarının görüşlerine imkan vermektedir ve bu durum tüketici nezdinde yanlış anlamalara ve gıdadan korkmalara neden olabilmektedir. Nasıl tıp alanında insanlık için ölümcül ve çaresiz hastalıkların önlenmesi için yeni yeni araştırmalar sürekli yapılıyor ve çözümlere yönelik deneyler yer alıyorsa, tarım ve gıda sektöründe de geleceğin açlık ve yetersiz gıda tehlikesine karşı bur tür bilimsel araştırmaları yapmak gerekli olmaktadır. Gelecekte iklim şartları, kuraklık, su darlığı ve diğer kaynakların kıtlığı, insanlığı açlık ve yoksulluk tehlikesiyle karşı karşıya bırakabilir. Ürün varlığını arttırabilmek için her türlü yeniliklerin tarım ve gıda sektörüne enjekte edilmesi normaldir. Gıda stoklarının azalmasında diğer bir etkende, tarım ürünlerinin bio yakıt olarak kullanılmasıdır. Gıda sektöründeki spekülasyonlar suni olarak gıda fiyatlarını arttırmaktadır. Dünyada yetersiz beslenme segmentinde yer alanların %60’ı Güney Asya’da ve Afrika’da yaşamaktadır. Birleşmiş Milletler FAO Teşkilatı, Küresel Gıda Güvencesine (supline) ulaşmak için sürdürülebilir tarım politikalarının yaratılmasını, ürünün nitelik ve niceliğinin arttırılmasını, üretimde merkez ve ihtisas noktalarının seçilmesini, tarımsal ve gıda üretiminde verimliliği arttıracak teknolojilerin kullanılmasını ön plana almaktadır. Bunu yaparken tüketicilerin sağlık koşullarının zarar görmemesi aynı derecede önemlidir. Birleşmiş Milletler Dünyada insan hak ve hürriyetlerinin altını çizerken, sağlık ve yeterli beslenme hakkının da insan hakları arasında yer aldığını önemli işaret etmektedir.